sıcaklığa gelemeyen uykusuzumuz heralde bu yazarcık, neyse sıcak vıcık vıcık pek iyi değildir zaten.
hoş gelmiş, sefalar getirmiş. maşallah ilk zamandan da bayağı başlık açmış. sonsuza dek yazmasını ümit i hayal ediyorum.
sen de yaz yaz yaz... *
yaz yaz ne olursan ol yaz felsefesini benimsemiş olup, uykusuz'a dökmüştür içindeki tüm cevherleri..
ne mutlu ki daha da dökecektir uzun yıllar beklentisi içinde geç de olsa hoşgelmişsin dediğimdir..
kutup iklimini özendirici çalışmaları da olur işşallah dedirten bir nick'e sahip sağlam yazardır..
nick inden ne kadar sevgi dolu bi varlık olduğunu anladığımız, engiin bilgileriyle denizler aşmış uykusuz'da nefes almış paylaşımcı yazar kardeşimizdir. saygılar sevgiler..
mahlas altlarına entry girmenin belli bir "had"le ya da izinle yapılmayacağını bilmesi gereken yazar. hayır kimse mahlas altı entry girerken tasdiknameli bir onay kağıdı alıp sözlüğe sunmuyor. rahat olsun o konuda. şu hususta kendisine aps ile gönderilecek bir mektubu kaleme almaktan geri durmak istemiyorum;
sözlük yazarlarının bir görevi de sözlük için bir şeyler yapmaya karar vermiş ve düşüncelerini paylaşmak için bulunan yazarları bu konuda cesaretlendirmek değildir. ordu mu burası? herkesin öyle görevleri falan yok. o bahsettiğiniz işi isteyen yazar gönüllü olarak yapar ve bir karşılık beklemez. bunu bir görev yapıp, neferlerine de maaş bağlamamızı bekliyorsanız moderasyona başvurun lütfen. kimse kendinden ödün vererek ya da kendini zorunlu hissederek böyle şeyler yapmak zorunda değil. birinci nesil bir yazar olarak ben kendimde böyle bir görev hissetmiyor olabilirim mesela. yönetici vasfımla yaparım ki o apayrı bir tartışma konusuna sebebiyet verir.
geleyim son günlerde sakız olan "ayar verme" işlerine. mübarek herkes ayar verirken sınır belirleme enstitüsünden mezun. noluyor be? ayar verirken o an online olan tüm yazarlara mesaj atıp bir sınır belirlemelerini mi bekleyeceğiz? nereye ne kadar uzunlukta ne yazacağımızı kimseye sormadan yazamayacak mıyız? herkes kırılgan, herkes alıngan. ben format dahilinde yazıyorsam ne diye kırıcı olup olmamakla ilgineyim? ayar verdikten sonra verdiğim adamın kaç damla gözyaşı dökeceğini düşünüp kahırdan ölmemi filan mı bekliyorsunuz nedir?
çok değerli yazar,
ayarlaşma süreci boyunca; ayar almalar, ayar vermeler, şak şak yapmalar, seyirci kalmalar hep ayrı ayrı süreçleri oluşturur. bu süreçlerin hepsinden çok rahat geçtiğimi düşündüğüm için kimsenin benim entrymden sonra zırlayacağını da düşünmek zorunda değilim. eğer ki bende burada sizin gibi bir yazarsam en azından bana bu özgürlüğü vermenizi rica ediyorum. "sakal" mahlası gördüğünüz üzre sadece bir mahlas. bir yazar. burada entry yazarken moderasyon vasfından uzak, herkes gibi istediğini istediği şekilde yazma hakkına sahip. insanlar küsecek, alınacak, üzülecek, sevinecek, mutlu olacak diye düşünmek zorunda değilim entry girmeden..herkes gibi.
ankara'da hava güzel. karla karışık bok yağıyor. kendinize iyi bakın. kib. ok. by. çüs.
daha önce belirtildiği üzre, alıngan, kırılgan, bozulgan..
"ayarcıbaşı" demiş bana. bak ben demedim. hiçbir yerde böyle olduğumu da söylemedim. bu işi sürekli yaptığımı, iyi/kötü yaptığımı da belirtmedim. kendi yaratıcılık eseri. yalnız "kolbastı oynamayı öğrenmeye çalışan latin ayarcıbaşı" sıfatını daha çok sevebilirdim. güne uygun olurdu . söylemek istedim.
kuracağı zeplin şirketinde onun hizmetinde çalışıp bol sıfırlı paralar kazanmayı bende çok isterim. cv'mi istediği adrese istediği zaman kendi ellerimle getirip sunmaya da hazırım. en sevdiğim takımın ve mavi papyonumda cabası.
ha unutmadan: daha açık nasıl diyebilirim? kimin kime, nereye, ne kadar, nasıl, ne süreyle entry yazacağına karar verecek bir mertebe yok. tekrar unutmadan: yeni yazar olmanı, acemi olduğunu söylemeni saygı ve sevgiyle karşılasam da o bilmediğin şeyi "nereden bileyim" mazlumluğu yapman ne derece hoş onu bilemedim ben de. saygı bizden, selam bizden.
boktan püsürükten entry girmiş olandır. bu günki ruh halini merak ettiğimdir. yanlış anlaşılmasın entrylerine bok attığımdan degil, konu bazında öyle dedim. özellikle hüzünle boku seyretmek konusunun bende ayrı bir yer edindiğini söylemek isterim. artık nasıl sıcarım bilemiyorum. mizah yeteneginin fazla oldugunu düşünüyorum. öyle öyle.
buz gibi bir adamdır. bir insan soğuk olur da bu kadar olur dedirten adamdır. şimdi bu adam kalkmış ayar konusunu kendine vazife edinip herkese bir şeyler karalamaya çalışmış. işi gücü bıraktım, yani şöyle yığınla entry yazıp doldurayım şu sayfayı dedim, hoop çıktı karşıma. kendisi çıksa iyi ya! entryleri ile böyle bir abi pozisyonuna girmiş, nasihatlar saçıyor. bir insan haddini bilme noktasında bir yerde durmasını bilmeli. millet yeni yazar demiş, yarı şaşkın yarı sessiz sesini çıkarmamış, bu adam ne yapmış? sanki çok bilmiş gibi millete ayar konusunda ders vermeye kalkmış.
benim bugüne dek bu sözlükte sakal dışında kimseyle bir problemim olmadı. onunla da problem sayılmaz ya küçük bir atışma geldi geçti. bu yazı belki de yazar mahlasına eleştirel bazda ikinci yazıdır. yazmamak için uğraş verdim kendimle. bu kendini tanıtma da zorluk çektiğini düşündüğüm üşüten adam bana mesaj yazıp, yazılarımla ilgili ipe sapa gelmez açıklamalar yapmaya kalkışınca kendinin de küstahça sınır belirlemeye çalışması gibi benim de tepem attı. mesajına aynı tonda karşılık verdim. "ne o ayara mı geliyon yoksa?" lafı söylenmeyecek kimseye söylendiği için sözlükle paylaşmak istedim. bunu yapacak kişi olmalı mıydım? hayır, belki olmamalıydım. hatta hiç umursamamalıydım. olmadı, işte herkesin bir noktası oluyor böyle.
son bir iki söz daha edeyim sana serin efendi! mahlasın altında böyle uzun yazı görmek seni çok sevindirecektir kuşkusuz. daha önce sakal'ın yazılarını görmüş olduk, seni biraz karıştırınca. zevkten dört köşe olup, kedi gibi kıvrılmışsındır. bu yazıyı önemse bana sorarsan! hem de sindire sindire tamam mı? seni bir daha muhatap alıp yazmam çünkü. aklın varsa hiç dökme içini, iğrençliklerle ilgili sürü gibi yazılarım var benim bu sözlükte, çoğu sana göre bak, keyifle oku, kendine yakışanı al ve sus pus otur!
bir kaç günlük yokluğumuz fırsat bilinip eleştiri oklarına hedef olmuş kendi halinde bir yazardır. şimdi hakediyor mu bu sertlikte bir tepkiyi serinligisevenadam? yazar olduğu ilk günlerde yapmaya çalıştığı önerilerle sözlük gelişimine nasıl bir katkı yapmış olduğu ortadadır. yazılarında kimi incitmiştir de böylesi bir seviye düşüklüğü haketmiştir? yalnız, bizim de bulunduğumuz bir ortamda cevap hakkımız olsaydı daha iyi olabilirdi. önemli değil. bizim yapmamız gereken beklenmeyen tepkiler karşısında tepki sahiplerinin sözlükte bulundukları bir sırada cevap vermektir. bize yakışan budur!
uyumamış, yememiş, içmemiş bize laf atmak için beklemiş yazardır. kendisiyle fazla yüz göz olmamak adına onu serin serin esen rüzgarın havasına bırakıyor ve sürüklenip gitmesini diliyorum keyfinin peşisıra. mesaj yazmaya falanda kalkmamasını özellikle rica ediyorum.
(bkz: adamı hasta eden adam)
nescafe ice veya icetea falan gibi içecekleri tercih ettiğini ya da neblim mütemadiyen mentos falan çiğnediğini düşündüüm yazar abimdir. kendisiyle bizzat tanışmak isteyip de henüz bu onura erişme yetisini kendimde görmediğim yazarımızdır. nickiyle zıt bir kontrast oluşturarak sıcakkanlı biri olduğunu düşündüüm biridir. merhabalar efendim!!
sözlükte bilgilendirici entryleri takdir edilen, bunun için hakikaten tebrik de edilen, ancak kişilerle sorunu olması yüzünden iletişim kopukluğu yaşayan yazardır. noktalama işaretleri konusunda tartıştığımız doğrudur. hatta tartışmayı daha ileri boyutlara sürükleyerek tdk ile yazışma yapma ve bilgi alma aşamasına geldiğimiz olmuştur.
ünlem işaretini zırt pırt her cümlesinin sonuna eklemesine gıcık olunmuştur. okuyanlarca soğuk rüzgar etkisi yaptığı bile konuşulmuştur. bazı yazarlar daha da ileri giderek kendi adını verdikleri yeni bir işaretle anmaya başlamışlardır. iki bilinmeyenli denklemleri çözemediğimiz ve köşeli parantez konusunu anlayamadığımız iddia edilmiştir bu yazar tarafından. evet böylesi tuhaf karakter taşıyan bir bilinmeyeni bile çözme zorluğu yaşarken çok bilinmeyenin konusu bile edilmez!
bu soğuk adamın nesini çözmeye uğraşayım şimdi ben? aslında başarılı oluyor, attığı polemiğe bizi çekip, mahlas altının doldurulmasını sağlıyor. bir çok eski yazara bile verilmeyen değer sanki bu buz adama veriliyor. şimdi amacına ulaştın ya yazar arkadaşım, bırak artık bu kişilerle uğraşmayı, basit basit ayarlarla zaman kaybetme. gir mis gibi eğitici ve bilgili yazılarını, okusun herkes ve faydan dokunsun. yoksa böyle ucuz polemik konuları bulmak o kadar kolay ki, alışkanlık yapmasından korkarım sadece, tarzım olmayan olayın içine çekilmekten çekinirim. bilmem anlatabildim mi?
sıcakkanlı insanlarla sorunu olduğunu düşündürten yazardır. anket olduğu için silinmesi gereken yazarların fantezileri başlığına bizden için "buzdolabında ne kadar süre kaldığı merak edilen" diye sözetmiştir. ne denebilir şimdi buna? bir şey anlayan varsa beri gelsin gibi bir şey demek gerek.
yav arkadaş! işin gücün yok mu senin yav? beni niye karıştırıyorsun saçma sapan fantezilerine. benimle ilgili merak ettiklerini, yolladığın mesajlarına yazmıyor muyum ben cevap olarak? niye meşgul ediyorsun milleti? böyle abuk subuk yazılarını okumaya mecbur mu millet? niye ille buraya yazma ihtiyacı duyuyorsun? seni dikkate alıyoruz diye değer verdik mi sanıyorsun yoksa? bizde niye kaale alıyorsak sanki? laf ola beri gele!
uykusuz roman 2'nin doğduğu günlerde, muhtemelen soğuk denizlerde titrek titrek serinlemeye çalıştığını düşündüğümüz, her zaman buz adam olarak nitelendirdiğimiz, ayar konusundaki ilginç yaklaşımlarıyla geldiği günlerde hiç mi hiç anlaşamadığımız yazardır. uykusuz roman 2'ye girdiği enteresan #232726 nolu diyalog ile sıçıp batırmış, ancak bu oluşumun doğal gereğini yerine getirmiş olduğu için de ilk defa hakkında ılık düşüncelere kapılınmıştır. beklenen yazarların ilgisizliğini ve vefasızlığını sergilememiştir en azından. bu adama niye bu kadar çok yazıyoruz yine biz? nedeni şu: yokluğumuzdaki merakı ile nasıl becerdiyse bize ulaşabilmeyi başarmış nadir insanlardandır. sır gibi saklıyor, söylemiyor!