yazdıklarının sıkı takipcisi olaraktan kendisini çok iyi anlayabiliyorum.
ama inan ki yazdıkların yetmez. o kadar az ve az içten ki sana ne bir koltuk ne de bir sandalye verirler. biraz daha böyle derinden girmeye ve bedensel övgüye odaklan derim.
ben yaptım oldu. şuan tbmm'de baş müşavir'in kaleminden sorumlu yardımcı antrepoyum. maaşım olsun,yaşantım olsun dört dörtlük. yazdıklarımın karşılığını fazlasıyla aldım diyebilirim.
sözlüğün aranan kanı. böyle bir adamı arıyordu, soruyordu herkes. ama capon'un dediği gibi, sözlükle yetinmesin. gençlik kolları, kömür dağıtma servisi, öğrencileri tartaklayıp içeri alma birimine falan üye olsun. affetmesin.
oha ama lütfen.şimdi gidip bir de ispanyolca for life , fransızca for life demem gerekecek.evet , for life.bunda ispanyolca'nın ve fransızca'nın türkçeliğini de geçtim.daha kaç dil kaldı ki? yarın gidip alayım.olmuyor ama böyle taksit taksit.benim ki de for life yani.
nolu entarisi ile kendime lanet okuduğumdur. kolayı seçmek ? 2 yıllık bir özel sektör deneyiminden sonra evlere kapanıp devlet kapısını görmeye çalışıyorum.kolayı mı seçmiş oluyorum.sen de bi mezun ol öyle konuşalım pis işler müdürü.bakalım neyi seçeceksin.*
"okul sayısı cami sayısını gectiği zaman eminim en gelişmis ulke olacagız...allahu ekber!"
ne amaçla yazdığını bilemiyorum, onu isterse açıklar falan. fakat şöyle söyleyeyim; donanmlı ve işevli okul sayısı yeterli miktara geldiğinde bu kadar camiiye gerek bile kalmayacaktır.